Tüketici Hakem heyetleri tarafından karara bağlananların % 60’ı tüketici lehine sonuçlandırılmıştır.
Bu arada görülmüştür ki artık tüketiciler geçen yıllara oranla çok daha yoğun bir şekilde ” TÜBİS ” tüketici bilgi sistemini kullanmaktadır.2019 yılının mukayeseye konu edilen 8 aylık döneminde mağdur edilen vatandaşların 83.598’i e-devlet üzerinden TÜBİS aracılığı ile şikayetlerini bağlı bulundukları yerdeki THH’ne iletirken bu rakam 2020 yılının 8 aylık döneminde 188.215 rakamına ulaşarak % 100’den fazla bir artış gerçekleşmiştir.
Bu derece yüksek orandaki artış bizzat ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki Kaymakamlık içerisinde bulunan THH’ne fiziken giderek değil,e-devlet üzerinden müracaat yapmanın sağladığı kolaylıklar açısından çok daha fazla benimsendiğini göstermiştir.
THH’lerine yapılan şikâyetleri ürün ve hizmet bazında incelediğimizde aşağıda yer alan verileri görmekteyiz;
Cep telefonu 33.427
Ayakkabı 25.882
Kredi kartı üyelik ücreti 19.507
İnternet aboneliği 18.707
Kredi tahsis ücreti 14.344
GSM Aboneliği 12.453
Diğer yandan THH’lerine yapılan şikayetleri bu defa ” Hizmetler bazında ” incelediğimizde hiç değişmediği gibi birinci sırada perakende hizmetler sektöründe görmekteyiz.
Şöyle ki;
Perakende ticaret sektörü 167.914
Finansal hizmetler 64.701
Abonelik hizmetleri 46.335
Ulaşım,sağlık ve eğitim 19.803
Turizm hizmetleri sektörü 9.387
Yukarıda yer verdiğimiz istatistikleri incelediğimizde müracaatların özellikle ” AYIPLI MAL ” kapsamında yapıldığı anlaşılmakta olup, bu bağlamda tüketicilerimizin hakları konusunda ki aşağıda yer alan bilgilendirmenin yapılmasının yerinde olacağı düşünülmüştür.
Her gün yüzlerce / binlerce tüketici alışveriş yaptığı firmalar tarafından mağdur edilmekte ve hak mağduriyetine uğratılmaktadır. Haklarını ve hak arama yollarını bilen ve bu konuda yeterli bilince sahip tüketicilerimiz haklarını aramak için gerekli müracaatlarını yaparak, bu müracaatlar sonunda kanunun kendilerine sağladığı haklar çerçevesinde hak mağduriyetinden kurtulmaktadır.
Ancak bir o kadar tüketicide haklarını ve hak arama yollarını bilmediği için uğradığı mağduriyeti sineye çekmekte ya da şimdi ben bununla mı uğraşacağım diyerek hak arama sürecine girmemektedir.
Bu yazımızın konusu da bu aşamada devreye girmekte ve “ ayıplı mal” ile karşılaşan tüketicilerimize haklarını ve hak arama yollarını göstermeye ve farkındalıklarını arttırmaya yöneliktir.
Öncelikle yürürlükteki kanun ayıplı malın tanımını aşağıdaki detayda yapmaktadır;
“Tüketici ile kararlaştırılan örnek ve modele uygun olmayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran, maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar ayıplı olarak kabul edilir.”
6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıbın, sözleşmenin kurulduğu anda var olduğu kabul edilmekte ve söz konusu ayıbın olmadığının ispatı “ satıcı firmaya” ait olmaktadır.
Ayıplı mal satın alan müşteri söz konusu ayıbı satıcı firmaya bildirmesinin akabinde söz konusu ayıbın giderilmesi yönünde seçimlik hakları vardır ve bu seçimlik haklardan hangisini seçer ise satıcı firma bunu uygulamak ve yerine getirmek zorundadır.
Yürürlükteki kanun bu seçimlik hakların yerine getirilmesinde görüleceği üzere emredici bir ifade kullanmaktadır.
Tüketicinin satın aldığı malın ayıplı çıkması durumunda aşağıda yer verdiğim seçimlik haklarından bir tanesini satıcı firmadan talep edebilir; Şöyle ki;
1-Bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme,
2-Malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi,
3-Ayıp oranında bedel indirimi,
4-Ücretsiz onarım isteme
Ayıplı mal satın alan ve maldan beklediği asgari faydaların mevcut olmadığını gören ve bunun akabinde yukarıda yer alan seçimlik haklarından bir tanesinin yerine getirilmesini talep ettiği satıcı tarafından ret edilen tüketici bu defa hakkını aramak için ikametgâhının bulunduğu ya da malı satın aldığı yerdeki kaymakamlık içerisinde bulunan Tüketici Hakem heyetine başvurarak mağduriyetlerinin giderilmesini talep etmelidirler.
HAK ARANDIKÇA, HAKSIZLIKLAR AZALACAKTIR.
Tükenmeden tüketebilmeniz temennisi ile,