Atatürk’ün Dünya Toplumuna Mesajı-Çanakkale’de hayatını kaybeden ANZAK Askerlerini Annelerine mesajı

Atatürk’ün Dünya Toplumuna verdiği MESAJ

Şükrü Kaya İçişleri Bakanlığı döneminde Çanakkale bölgesini denetlemeye giderken Atatürk şöyle diyor:

– “Çanakkale’yi ziyaret ettiğin zaman aziz şehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu görevi yapacağına kuşkum yok. Yalnız nasıl bir söylev vereceksin! Ben söyleyeyim: Burada yatan aziz şehitlerimiz, sizi saygıyla anıyoruz, diyeceksin. Mehmetçik anıtının başında, dilinin bütün düzgünlüğüyle konuşacaksın. Burada rahat ve huzur içinde yatınız diyeceksin. Siz, olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelik kalelere siper etmeseydiniz, bu Boğaz aşılır, İstanbul alınır, vatan toprakları istilaya uğrardı, diyeceksin.”

– Evet, böyle konuşacağım!

– Hayır, hayır! Sen böylenin üstünde çok daha başka konuşacaksın. Orada, Çanakkale’de yalnız bizim şehitleri değil, bu topraklar üstünde kanlarını döken insanları da, o kahraman savaşçıları da saygıyla anacaksın!

– Paşam, ben bunu yapamam, çünkü bu sözler ancak sizin söyleyebileceğiniz yüksek sözlerdir.

– Söyleyeceksin! Çanakkale’den dünyaya karşı böyle konuşacaksın. Senin böyle konuşman gerek!

Atatürk’ün 1934 yılında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü KAYA aracılığıyla Çanakkale’de hayatını kaybeden yabancı askerler için dile getirdiği ve bugün Arıburnu’nda Anzak’ların 25.Nisan.1915 günü ilk çıkarma yaptıkları koydaki bir taşın üzerinde yazılı bulunan unutulmaz sözleri Çanakkale savaş yazımı tarihine ALTIN HARFLER ile geçmiş bir büyüklük ve bilgelik örneğidir.

İşte o sözler;

“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız, huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Karşı safta savaşan askerlerinin anısına yönelik olarak söylenen bu sözler Dünya tarihinde tek örnektir ve Çanakkale Savaşlarına bizzat katılmış, çarpışmaların şiddetini, yıkımını ve hayatının baharında solup, gitmiş on binlerce genç insanın trajedisini en yakından yaşamış muzaffer bir komutan olarak ancak ATATÜRK çapında bir insan ve ATATÜRK büyüklüğünde bir devlet adamı tarafından dile getirilebilecek sadece güçlü olmakla kalmayıp, aynı zamanda insanın gözlerine yaş getirecek kadar asil duygular ile yüklü ANITSAL ifadelerdir.

Avustralya’dan gelen Spencer Rod, Çanakkale’de bulunmaktan dolayı oldukça duygusal olduğunu söyledi.

Rod, Anzak Koyu’na gelme imkânını elde etmekten dolayı şanslı hissettiğini dile getirerek, “Türkiye’nin bize bu etkinliği düzenlememize izin vermesi ve bizi konuk etmesi harika. Türkler oldukça samimi.” dedi.

Avustralya’dan katılım sağlayan Meanie Lee de savaşta hayatını kaybeden Avustralyalı genç askerler için üzüldüğünü anlatarak, “Anma törenine katılmak için buraya gelmek bir onur. Umarım barış dolu bir dünyamız olur, daha fazla savaş olmaz.” diye konuştu.

Yeni Zelanda’dan gelen Roger Kerr de Çanakkale’ye gelmenin Yeni Zelandalılar için özel bir his olduğunu vurguladı.

Kerr, Anzak Koyu’ndaki anma törenlerinin Türkiye ve Yeni Zelanda arasında bir bağ kurduğunu belirterek, “Çanakkale çok farklı bir savaştı. Çünkü birbirleriyle savaşsa da iki taraf da saygılıydı. Bence bu 100 yıl sonra da devam ediyor. Bu da Türkler, Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar arasında bir bağ olduğunu gösteriyor.” ifadesini kullandı.

Yeni Zelanda’da doğan ve Avustralya ordusuna katılan Ray Peldron da Çanakkale Savaşı’nda ölen askerler için çok üzgün hissettiğini söyledi.

Peldron, anma törenlerinin iki taraf arasındaki karşılıklı saygıyı beslediğini kaydetti.

Atatürk bir asker olduğu halde mümkün olduğu kadar savaşın dışında kalmak isterdi. Şu sözlerinin derin anlamı vardır: “Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti savaşa sürüklemek taraftan değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir”.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir