Tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması hukuki geçerliliğini etkilemez

Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 4240E. 6339 Karar sayılı kararında

Öte yandan davacı tahliye taahhüdünün altındaki imzaya da karşı çıkmamış ve boş olarak verdiğini savunmuştur. Kiralananda otururken verilen tahliye taahhüdü geçerlidir. İmza edilerek verilen tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması geçerliliğine halel getirmez. Zira boş kağıda imza atan kişinin onun sonucuna katlanmasını gerektirir. Bu nedenle taahhüt geçerli olduğuna ve davada süresinde açıldığına göre kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. 

Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2005/874E. 2006/121 Karar sayılı kararında

İmza edilerek verilen tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması geçerliliğine halel getirmez. Zira boş kağıda imza atan kişinin onun sonucuna katlanmasını gerektirir. Bu nedenle taahhüt geçerli olduğuna ve davada süresinde açıldığına göre kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1.7.1992 gün ve 357 esas, 422 Karar sayılı kararında

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1.7.1992 gün ve 357 esas, 422 karar sayılı kararında açık bir şekilde ifade edilmiş olduğu üzere; Tahliye taahhüdündeki tarih kısmının boş bırakılmış olması onu tek başına geçersiz kılmaz.
Tahliye taahhüdünün tanzim ve tahliye tarihlerinin sonradan doldurulduğu kabul edilse dahi kiracı tahliye ve tanzim tarihleri boş olarak düzenlenen taahhütnameyi imzaladığına göre boşa imza atmakla kiralayana doldurma yetkisi vermiş sayılacağından bunun sonucuna katlanmak durumundadır.

Yargıtay 6. HD 2010/11955 E. 2011/23337 K. 02.02.2011 Tarihli Kararında

Kiracının şirket olması halinde ise tahliye taahhüdü şirket yetkilisi tarafından verilmelidir. Şirketin birden fazla imza yetkilisi olması halinde taahhüt tüm yetkililer tarafından verilmelidir. Ancak şirketin birden fazla imza yetkilisi bulunduğu halde yalnızca birisi tarafından hem kira sözleşmesi hem de tahliye taahhüdünün imzalanması durumunda taahhütnamenin geçersizliği ileri sürülemeyecektir. 

Yargıtay 2. HD 2020/3829 E. 2020/5916 K. sayılı ve 19.11.2020 Tarihli kararında

TBK m.349/1, “Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemez.” hükmünü havidir. Kiralanan konutun aile konutu olması durumunda kira sözleşmesinin tarafı olmasa bile eşin tahliye taahhüdüne açık rızası olmaması durumunda tahliye taahhüdüne dayanılarak tahliye gerçekleştirilemeyecektir. Bir konutun aile konutu olduğuna dair tapuya şerh verilebilecektir. Ancak işbu şerh kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.

“Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir.”

Açıklanan sebeplerle konutun aile konutu niteliği taşıması için tapuya şerh verilmesi gerekmemekte olup tapuya şerh verilmemiş aile konutları bakımından da eşin tahliye taahhüdüne rıza vermesi zorunludur.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir