Yazlık konut için ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılması durumunda Mahkeme Hâkimi kiraya veren için “ Aynı il sınırları içinde başka bir evi var mı? Yâda kirada oturuyor mu? Gibi hususları mı değerlendirmeye alır? Yoksa farklı bir hususu dikkate alarak mı karar verir? Yazlık konut için Yargıtay’ın kararları ne yöndedir?

Yazlık ev teriminden ne anlaşılması gerektiği kanun koyucu tarafından düzenlenmemiş olsa da Yargıtay, yazlık evleri sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelemektedir. Bu sebeple yazlık evlerin, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasına konu edilebilmesi de ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğu ölçüde mümkündür. Ancak burada dikkat çekmek istediğimiz nokta, konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin kanun hükümlerin, geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmayacağı hükmüdür. Bahsi geçen hüküm gereğince tatil amaçlı yapılar da dâhil olmak üzere bu gibi yerler altı ay ve daha kısa süreliğine kiralanmış ise konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler uygulanamayacaktır.

Yazlık ihtiyacı nedeniyle tahliye davasına yönelik Yargıtay’ın bazı kararları şu şekildedir:

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E.2014/11609 T. 27.10.2014

“Davacı yazlık konut ihtiyacına dayanarak kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmiş, Mahkemece yazlık konut ihtiyacının gerçek anlamda konut ihtiyacı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının reddine karar verilmiştir. TBK, kiraya verene kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı için tahliye isteme hakkı tanımıştır. Yasada öngörülen ihtiyaç devamlılık arz eden bir ihtiyaç olup, geçici ihtiyaç tahliye nedeni olarak kabul edilmemiştir. Ancak uygulamada yazlık ihtiyacı yaşam biçimi olarak sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelendirilmiştir. Bu ilkeden hareketle taraflara yazlık ihtiyacına yönelik delillerinin ibrazı için imkân tanınarak davaya konu taşınmazın bulunduğu yer ve mimari yapısı itibariyle yazlık nitelikte olup olmadığı hususunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1992/6-776 K. 1993/109 T. 10.3.1993 kararında ise;

“Davacının köydeki baba evinin çok küçük ve aile nüfus sayısı itibariyle yetersiz bulunduğu anlaşıldığı gibi eş ve 6 çocuk ile birlikte otel veya motel türü bir yerde tatil geçirmenin aile bütçesine getireceği külfetin ağırlığı da aşikârdır. Yıllarını çalışarak yurt dışında geçirmiş, belirli bir ekonomik birikime ulaşmış, bu birikimi ile bir mesken edinmiş olan kimsenin, yurt ve akraba özlemi duyacağı, çocuklarının da mümkün olduğu oranda vatanından kopmamalarının arzu edebileceği gayet doğal görülmelidir.

Davalı kiracı, bunun aksini kanıtlamak için herhangi bir delil de göstermiş değildir. Kaldı ki, 6570 sayılı Yasa, kiralayanın ihtiyaç sebebi ile kiralananın boşatılmasından sonra muayyen bir süre içerisinde bu yeri başka bir şahsa yeniden kiraya vermesi halinde cezai müeyyideyi de getirmiştir. Bu durumda, davacının içerisinde bulunduğu özel şartlan itibariyle, yıllık tatilini geçirmek üzere Türkiye’ye geldiğinde kalmak üzere açılan bu boşaltma davasında, ihtiyacın gerçek ve samimi olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 31.5.1989 gün 291-402 ve 28.11.1990 gün 1990/6-466 E.1990/593 K. sayılı kararlarında da aynı görüş benimsenmiştir.”

Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2014/11405 K. 2014/11609 T. 27.10.2014 tarihli kararında;

Davacı vekilinin ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.06.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı yazlık konut ihtiyacına dayanarak kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmiş, Mahkemece yazlık konut ihtiyacının gerçek anlamda konut ihtiyacı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının reddine karar verilmiştir. TBK, kiraya verene kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı için tahliye isteme hakkı tanımıştır. Yasada öngörülen ihtiyaç devamlılık arz eden bir ihtiyaç olup, geçici ihtiyaç tahliye nedeni olarak kabul edilmemiştir. Ancak uygulamada yazlık ihtiyacı yaşam biçimi olarak sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelendirilmiştir.

Bu ilkeden hareketle taraflara yazlık konut ihtiyacına yönelik delillerinin ibrazı için imkan tanınarak dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ve mimari yapısı itibariyle yazlık nitelikte olup olmadığı hususunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır….” Şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay HGK 23.12.1992 Tarihli 1992/6-667E. ve 1992/755 K. sayılı kararında ise; Yurda kesin dönüş yapmamakla birlikte, tatillerde kullanım için konut ihtiyacı ise bir çok Yargıtay kararında gerçek ve samimi ihtiyaç olarak kabul edilmiştir. Bunun için konutun, yazlık niteliklerine sahip olması da aranmamıştır.

Yargıtay HGK  10.3.1993 Tarihli 1992/6-776 E. ve 1993/109 K. Sayılı kararında yer alan gerekçe;”… Almanya’da çalışan ve kesin dönüş yapmamış olan davacının, yıllık tatilini geçirmek üzere Türkiye’ye geldiğinde kalmak üzere açtığı tahliye davasında; ihtiyacın gerçek ve samimi olduğunun kabulü gerekir. Mecurun hem muhit itibariyle, hem de yapı itibariyle, yazlık niteliğinde olup olmadığının araştırılmasına gerek yoktur…”

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda aranan şartlar sağlandığı takdirde, yazlık konut ihtiyacını gidermek amacıyla kullanılacak olan konutların ihtiyaç nedeniyle tahliye davasına konu edilebilmesi mümkündür.

Bu nitelikteki konutlara olan ihtiyacın zorunlu, gerçekçi ve samimi bir ihtiyaç olup olmadığı hem de dava konusu taşınmazın bulunmuş olduğu muhitin, yazlık konutların olduğu bir muhit olup olmadığı da önem taşımaktadır.

Sonuç itibariyle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda aranan şartlar sağlandığı takdirde, yazlık konut ihtiyacını gidermek amacıyla kullanılacak olan konutların ihtiyaç nedeniyle tahliye davasına konu edilebilmesi mümkün olup, bu nitelikteki konutlara olan ihtiyacın zorunlu, gerçekçi ve samimi bir ihtiyaç olduğunun kiraya veren tarafından ispatlanması halinde, açılan davadan olumlu netice alınabilmesi ihtimal dâhilindedir.

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir