Tüketiciler şikâyetlerini nerelerdeki Hakem Heyetlerine yapmalıdır ve usul şartı var mıdır ?

Tüketiciler şikâyetlerini nerelerdeki Hakem Heyetlerine yapmalıdır ve usul şartı var mıdır ?

Video Deşifresi;

Sefa KABAALİOĞLU;

Peki, tüketiciler şikâyetlerini nerelerdeki hakem heyetlerine yapmalıdır usul şartı var mıdır? Tüketici herhangi bir hakem heyetine başvuru yapabilir mi? Çünkü yeni yönetmelikte buda alanı genişletildi.

Avukat Şevda ŞENSOY;

Yerleşim yerindeki yani ikametgâhının olduğu yerdeki hakem heyetine veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki hakem heyetine başvurabilir tüketici, dediğim gibi eğer oralarda bir hakem heyeti yoksa bunlardan herhangi birinde ya da tüketicinin bulunduğu yerde o yerdeki kaymakamlığa dilekçesini ilgili hakem heyetine gönderilmek üzere sunabilir. Diğer sorunun devamı;

Sefa KABAALİOĞLU;

Usul şartı var mıdır? Tüketici herhangi bir hakem heyetine başvuru yapabilir mi? dedim.

Avukat Şevda ŞENSOY;

Yani herhangi birine olmuyor çünkü eğer o hani hakem heyeti tarafından incelenirken fark edilirse bu defa tabii kendi yetki alanı dışında olduğu için ilgili hakem heyetine gönderilmesi gerektiğine karar verebilir. Kaldı ki ben burada zaten şöyle de yapmalarını daha doğru buluyorum. Aslında çok geniş görünüyor bu yerleşim yeri veya işlemin yapıldığı yer. Burada bazı sıkıntılar uygulamada şöyle yaşanabiliyor kartalda yaşıyor diyelim ki tüketici ama Ayvalık’ta yazlığı var, Ayvalık’taki yazlığına işte bir çamaşır makinesi almış ama çamaşır makinesi bozuk çıkmış. Şimdi bununla ilgili buda çok enteresan dimi Şükran Hn hadi buyurun bakalım başlıyor şimdi. Hani tabii çünkü dönmüş gelmiş yazlıktan hakkını burada aramak istiyor. Çok haklı ama şimdi Kartal tüketici hakem heyeti o çamaşır makinesini nasıl incelesin gibi bir bu sefer aslında problem çıkıyor ortaya. Tabi yönetmeliği biz bakanlıkla tartışma şansımız olsaydı bütün bu sorunları aslında kendilerine uygulamada yaşananları anlatabilirdik. Ama maalesef hiçbirimizin fikri alınmadan bu değişiklikler yapıldığı için bunları konuşma şansımız olmadı ben. Dolayısıyla yine de tüketicilere bu genişliğe rağmen şunu tavsiye ederim açıkçası. Yani işlerinin gerçekten çözülebilmesi için aslında bir şey incelenmesi gerekiyorsa onun bulunduğu yere en yakın yer hani kendileri için ikametgâhları ise ikametgâhları işlemin yapıldığı yerse onu seçmelerinde fayda var. Çünkü biz bilirkişi görevlendirebiliyoruz ama bizim görevlendirdiğimiz bilirkişi yine İstanbul’dan yani şimdi bilirkişiyi ayvalığa gönderip çamaşır makinesini inceletip geri getirme şansımız yok. Örneğin bu gibi sorunlarda dolayısıyla özellikle bir şeyin incelenmesi gereken sorunlarda ve onu tüketicinin bilirkişiye getiremeyeceği bir malsa özellikle buna bence dikkat etsinler

Sefa KABAALİOĞLU;

Ne kadar önemli ne kadar önemli bir konuya vurgu yapıyor farkında mısınız? Yani tüketici çıkıyor diyor ki ben hem tüketici işleminin yapıldığı yerde de müracaat edebilirim. Hem de ikametgâhımın bulunduğu yerde yapabilirim diyor ama tüketici hakem heyetleri programın başında da konuştuk. Yani orada çamaşır makinanda bir sorun varsa değil mi? Ya da elektrik süpürgende bir sorun varsa ya da cep telefonda bir sorun varsa yani onu bilen birisi değil ki tüketici hakem heyeti bu yetkinliğe sahip insanlardan oluşmuyor ki. İşte bakanlığın akredite bilirkişileri var ne oluyor bulaşık çamaşır makinesi. Şevda hanımın da dediği gibi yazlık yerde Şevda hanımda diyor ki Benim karar verebilmem için öncelikle bilirkişinin diyor raporunu görmem lazım ve benim de bildiğim şöyle bir şey var. Eğer bir bilirkişi raporu üretici hatası diyorsa tüketici lehine veriliyor. Hayır, kullanım hatası deniyorsa üreticinin lehine veriliyor. Orada yorum yapma durumu da söz konusu değil. Tüketici hakem heyetinin o kadar doğru bir şeye değindi ki başka bir şey daha vurguladı. Şevda Hanım şöyle dedi dedi ki yönetmelikler yapılıyor, ama bizden görüş alınmıyor dedi. Şükran Hanım bu soruyu size yönelteceğim. 6502 sayılı yasadan önce 4077 sayılı Yasa yürürlüğe girdiği zaman o zaman çok aktif bir şekilde bir tüketici örgütünde görev yapıyordum ve ben bir ekonomi gazetesinde o tüketici hakem heyeti Yani o tüketici kanunu yürürlüğe girdiği zaman o gazetenin bir haberini gördüm ve o zaman şunu düşünmüştüm. O resimde herkes vardı evet ama tüketicileri temsilen tüketici örgütünden hiç kimse yoktu. O resimde maalesef, barolarda olmuyor onu da söylemek lazım. Yani icranın içinde o tecrübeyi yaşamış insanların görüşleri neden alınmaz ya da alındığı zaman neden dikkate alınmaz? Böyle bir yasa çıkartılırken. Türkiye’nin en önemli, en güçlü tüketici örgüt temsilcileri neden o resmin içinde yer almaz ben bu soruya cevap bulamadım ne dersiniz? Çok kısa alayım çünkü size bir iki tane soru soracağım.

Avukat Şükran EROĞLU;

Şimdi bakanlık adliye yaparken ne savcıya soruyor, ne icra memuruna ne avukata adliye yapıyor ondan sonra örneğin işte şu Anadolu adliyesi blokların birbirine geçişin olmadığı merdiven dahi olmayan bir adliye yapmışlardı. Yani şimdi bizim hani deveye sormuşlar boynun niye eğri o da demiş nerem doğru. Şimdi biz her şeyi maalesef mış gibi yapıyoruz. Yani tüketici kanununu niye yapmak istediler? AB müktesebatına uyum sağlayabilmek için. Yani bizim taleplerimizi Türkiye’de bir tüketici kanununa ihtiyaç var. Bunu bir an önce yapmak gerekiyor. Çünkü medeni kanunla borçlar kanunuyla, ticaret kanunuyla tüketicinin sorununu halledemiyoruz, çığlıklarımıza kulaklarını tıkadılar. Ne zaman ki? İşte Avrupa Birliği’ne girme sürecine girdik o müktesebata uygun şeyler yapalım diye başladılar. Kanunları oraya uydurmaya, Tüketici kanununda da böyle başlandı. O tarihte görüş soruldu, soruluyor, görüş sorulmuyor değil ama o görüşlere itibar edilmiyor. Yani biz de devlet ben sorayım hani herkese de sordum zaten görüş aldım diyeyim ama ondan sonra kendi bildiğimi okuyayım gibi bir düşünceye sahip olduğu için ne yazık ki bizde maalesef uygulamada çok büyük sorunlar yaşanıyor. Şimdi hukukçu olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bizim kanunlarımız gayet güzel ama bu iş uygulamaya geldiği zaman örtüşmüyor hayatla

Sefa KABAALİOĞLU;

Size bir şey söyleyeyim mi? daha önce katıldığım TV programlarında ben her zaman şunu söyledim. Dedim ki üç tane erk var, üç tane erk var ama Türkiye’nin bir dördüncü erke ihtiyacı var o da uygulama erki dedim. Neden biliyor musunuz? Bunu da hemen kısaca şöyle örneklendireyim 2006 da çıkan Banka ve Kredi Kartları Kanunu var. Bu kanunda diyor ki; Bir tüketiciye ya da bir kişiye verilecek kredi kartı limiti ilk yıl iki katını aşamaz. İkinci yıl dört katını aşamaz diyor. 2006 dan bu yana yaklaşık olarak 17 sene geçti. Sadece evet ya da hayır diyeceğim bu uygulama buldu mu Şükran Hanım

Avukat Şükran EROĞLU;

Hayır herkesin cebinde 10 tane kredi kartı var ve kişinin maaşı 10₺ ise cebindeki kredi kartlarının toplamı 120 liraya yakın değil mi? Biz neden sürekli olarak bir kredi zede kredi kartı zede sürekli bunları yaşıyoruz.

Sefa KABAALİOĞLU;

Hatta sözünüzü kestim kusura bakmayın. Bir ara bu konu gündeme geldi. O zamanki devlet bakanı dedi ki altyapı buna uygun değil dedi. Hatta bankalar tüketicilere işte o bankadaki limitini düşürürsen. Ben sana limit açacağım gibi falan da bir sürü smsler gitti. Yani. Hakikaten bence hep temenni bu inşallah bu programımız ile Uygulamanın içinde olan sizin gibi çok değerli insanların bu işe gönül vermiş insanların gerçekten önerilerinin alınıp alınmak yetmez, o uygulamaya da geçmesi gerekiyor.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir